Dr. Felix von Luschan |
Bektaşilik ile ilgili Alman kaynaklarında ilk verilere, 1890 yılında Felix von Luschan`ın yayımladığı çalışmada rastlıyoruz. Anadolu arkeoloji ve antropolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Dr. Felix von Luschan, eskiden Likya olarak tanınan bölgede yaşayan Tahtacılar ile ilgili yaptığı araştırmalar kamuoyunda oldukça ilgi görmüştür.
Felix von Luschan’ın çalışmaları ardından 1890 yılında Alman Dr. Edmund Naumann`ın Hacı Bektaş’a yaptığı ziyaret gelmektedir. 1872 yılında Bağdat Demiryolları’nın yapımını üstlenen Almanlar, Dr. Naumann’dan Anadolu’da planlanan demiryolu güzergahı üzerinde ön bir çalışma yapmasını isterler.
Dr. Edmund Naumann bu çalışma sırasında yolu Hacı Bktaş Türbesine düşer.
Dr. Georg Jacob |
19. yüzyilda Alman sarkiyatcilarin Bektasilik serüveninde emeği geçenlerin başında Dr. Georg Jacob gelmektedir. Dr. Georg Jacob, 1862‘de doğmuştur. Alman üniversitelerinde Doğu dili ve edebiyatlarının yanı sıra ilahiyat ve etnoloji öğrenimi görmüş, dönemin
1900`lü yılların başında öne çıkan önemli şarkiyatcılardan biri de Theodor Menzel olmuştur. Theodor Menzel, aynı zamanda Dr. Georg Jacob’un arkadaşıdır. Birlikte 1909 yılının sonbaharında Eskişehir’in güneydoğusunda bulunan Seyyid Battal Gazi Tekkesi’ni ziyaret ederler. Dr. Georg Jacob, ziyaret sonrası ’’Zeitschrift für Assyrologie’’[3] adlı dergide yayımladığı makalesinde; “Bu kutsal yer, bir mimarın ayrıntılı bir incelemesine, ölçü ve çizimine değer”. diye not düşer
1925 yıllara gelindiğinde Dr. Theodor Menzel, Karl Wulzinger ile birlikte çıkardığı ‘‘Frigya’da Üç Bektaşi Tekkesi‘‘ adlı çalışmanın ardından 1925 yılında kaleme aldığı ‘‘Türklerin Eski Sufi Geleneği‘‘[4] adlı makalesinde Ahmet Yesevi, Yunus Emre ve Haçı Bektaş Veli’yi konu eder.
Dr. Georg Jakob hakkında bilgi verirken öğrencisi Rudolf Tschudi’den söz etmemek mümkün değil. Rudolf Tschudi "Türkische Bibliothek" adlı kitap dizisinde ’’Vilâjet-nâme des Hâdschim Sultan‘ı’’ ilk defa orjinal el yazmasından Almancaya çeviren kişidir. 1884 Basel doğumlu olan Rudolf Tschudi, Erlangen ve Hamburg Üniversitelerinde görevde bulunmuş, İslam ve Osmanlı Tarihi alanlarında önemli eserlere imza atmıştır. Rudolf Tschudi, 1909 yılında ‘’20 Yüzyıl’da İstanbul ve Çevresindeki Mevcut Bektaşi Derğahları’’ başlığı altında İstanbul ve çevresinde bulunan birkaç Bektaşi Derğahı’nı ziyaret etmiş, Bektaşi dervişi Hasan Tahsin Baba’dan edindiği izlenimleri de ekleyerek bir makale yayımlamıştır. Rudolf Tschudi, 1909 yılında İstanbul’a bulunan Bektaşi Hasan Tahsin Baba ile birlikte ziyeret ettikleri derğahların başında, Merdivenköy`deki Şahkulu Sultan Derğahı, Büyük Çamlıca`daki Hacı Tahir Baba Derğahı, Kızılçeşme`deki Perişan Baba Ocağı, Topkapı Mahallesi’nin dışında bulunan Tekkeci Derğahı, Kağıthane’deki Hasan Baba Derğahı ve Eyyüb’deki Bademli Derğahları gelir.
Ilhami Yazgan / Köln / 2003