Filmin çekimleri bitti. “Hakikat” 7 -Ekim'de Avrupa'da 8- Ekim'de Türkiye'de vizyona giriyor.
Senaryosunu Ali Şahin ve Yönetmen Hakan Alak’ın birlikte yazdığı filmde, Suavi (Şeyh Bedreddin), Bülent Emrah Parlak (Börklüce Mustafa), Saygın Soysal (Torlak Kemal), Elif Nur Kerkük, Ali Barkın, Kerem Fırtına, Orhan Alkaya, Ezgi Esma Kürklü, Bülent Keser, Teoman Gelmez, Sinan Tuzcu, Sabriye Günüç, Serkan Genç, Rıza Akın, Ruges Kırıcı isimler rol alıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, devletin en üst makamlarından biri olan Kazaskerlik görevini yapan Şeyh Bedreddin’in fikirlerine istinaden ortaya çıkan paylaşımcı ortak yaşamın ekseninde yaşananları anlatan filmdeki güçlü dram öğeleri izleyicileri derinden sarsacağı söyleniyor.[1]
Yazılıp çizildiği gibi filmdeki „güçlü dram öğeler“ izleyenleri gerçekten etkileyecek mi bilemiyorum?
Bir ay daha bekleyip göreceğiz!
Ben kendi açımdan bu bir aylık süreyi, Bedreddin ile ilgili yeni bir kaç bilgiyi aktarak geçirmek niyetindeyim. Yeni bilgiler mutlaka filmi izlerken ya da film sonrası yapacağımız yorumlara katkı sunacaktır.
Bin akçe maaş
Alman tarihçiler, 1416’da İzmir-Karaburun`da paylaşımcı ortak yaşamın arka planındaki iktisadi ve toplumsal dinamikleri 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren irdelemeye başlamışlar. Almanlar o tarihe kadar Anadolu'daki toplumsal hareketliliğin dokuları üzerinde durup, Osmanlı vakanüvislerden aktarımlar yapmakla yetinmişler. Bu aktarımlara ilk defa, 1588 yılında Johannes Löwenklau’nun Türkischen Historien adlı çalışmasında rastlıyoruz.
Osmanlı vakanüvislere ait eserler başta olmak üzere diğer yabancı kaynaklardan yararlanmış olan Löwenklau, Neuwer Musulmanischer Histori Türckischer Nation'un[2] adlı çalışmasının 287'inci sayfasında, Bedreddin hakkında kısa fakat çarpıcı bilgiler aktarır. Bu bilgiler arasında en ilginç olanı: Sultan Mehmed Çelebi'nin kardeşi Musa Çelebi’yi ortadan kaldırdıktan sonra, Bedreddin’i İznik’e sürgün edip ayda bin akçe maaşa bağlamış olması. Ayda bin akçenin Sultan Mehmed'in büyük lütfü olarak Bedreddin'e verildiği bilgisi Osmanlı tarihçileri tarafından uydurulmuştur! Verilmek istenen; sultanın yüceliği ve bağışlayıcı yönüne öne çıkarmak; kendisine başkaldıranı bile affetmesi ve sürgüne mahkum ederken maaş bağlama yüceliği…
Bedreddin ile ilgili hemen hemen tüm kaynaklarda bu bilgiye yer verilir. Lakin Löwenklau tarafından bu bilgi doğrulanmaz:
Löwenklau 1588 Türkischen Historien: ''Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin, dönemin fıkıh alimi, hâkim ve aynı zamanda Musa Çelebi'nin kazaskeriydi. Kazaskerliği döneminde Börklüce Mustafa adında bir kâtibi vardı. Sultan Mehmed, kardeşi Musa Çelebi’yi mağlup edip öldürünce... kazaskeri Şeyh Bedreddin’i SEFALET ve YOKSULLUK[3] çektigi İznik'e sürgün etti''.
Löwenklau Bedreddin`in SEFALET ve YOKSULLUK içinde olduğuna vurgu yapmakta. Bu bilgiden yola çıkarak Bedreddin'e bin akçenin verilmemiş olduğunu anlaşlıyor.
Löwenklau, bu
bilgiyi Osmanlı sarayında görevli Murat adlı bir Drogoman'a
(çevirmen) [4] bağlar ve Bedreddin
ile ilgili bilgileri aktarmaya devam eder:
Lewaklau, 'Bedreddin, Börklüce Mustafa’nın etkili olduğunu gördüğünde' İznik'ten ayrılma kararını Börklüce ile birlikte aldığını yazar. Bu veri bize Karaburun'da başlatılan hazırlıkların başarılı olduğunu , (-ki Börklüce ve müritleri Osmanlı paşası Şişman ve Ali Bey'in saldırılarını geri püşkürtülmüştü!!) Bedreddin'in kazaskerlik yaptığı dönemde Tuna, Deliorman ve Dobruca’da güçlü konumu kullanip ikinci bir cephe açmak için doğal müttefiki üzerinden Rumeline yöneldiğini gösteriyor. Kim bu doğal müttefikler? Michel Bavilet bu konuda şunları aktarır: ''Osmanlı karşıtı Anadolu beyleri, özellikle de İfendiyar ve en başta Eflaklı Mircea olmak üzere Balkan prensleridir. Burada bir güzergâh benzerliğinden fazlası söz konusudur. I. Mehmed devleti yeniden ele geçirmeden önceki on beş yıl boyunca, Osmanlı’nın yeniden bütünleşmesine muhalefet edenlerin yollan Sinop ve Eflak’tan geçecektir. Musa kardeşi Süleyman’a karşı savaştığı dönemde Sinop’a sığınmış, oradan da Eflak’a geçmişti; Mircea da Süleyman’a karşı son seferini (1409) hazırlaması için ona topraklarında tam bir hareket özgürlüğü tanımıştı. 1415’teki Düzmece Mustafa ayaklanması da Sinop’ta örgütlenmiş, hatta tahta talip olan şehzade oradan Eflak’a geçmişti. Dukas, Musa’nın taraftarlarının Tuna Türkleri olduğunu bildirmektedir. Düzmece ve Cüneyd, Mircea’nın yardımıyla Bulgaristan’ı yağmalamalarını sağlayan birlikleri yine bu bölgeden toplamışlardı.''[9]
[2]Johannes
Löwenklau, Neuwer Musulmanischer Histori Türckischer Nation, von ihrem Herzen
kommen, Geschichten und Thaten, dren Bücher die ersten unter dreissigen
(Frankfurt am Main, 1590, fol.),
[3] Ins
Elend verwiesen. Johannes Löwenklau, age, s. 287.
[4]Osmanlı devletinde görev
almış yabancı dil bilen dışişleri memuru. Halk dilinde işverenin sözcüsü, aracı
kimse.
[5]Ein
heiligen Mann gemacht. Johannes
Löwenklau, age, s. 287.
[6] Burgluze Mustapha ein Reizer und Aufführer. Johannes Löwenklau, age, s. 287.
[7]Aufruhr ya da Affruhr: Özellikle devlet
iktidarına karşı gizli bir anlaşmayla ayaklanma. Johannes Löwenklau, age, s. 287.
[8] Nicea (İznik) hinweg geflohen - hinweg: gidiş (yolu) - fliehen: kaçmak,
firar etmek, sıvışmak.
[9]Michel Bavilet, Şeyh Bedreddin, Tasavvuf
ve İsyan, Tarih Vakfı Yurt Yayınları 2000,
Sayfa 84/85.