Mehmed Tevfik |
Masalın ana teması; İstanbul esnaflarından orta halli bir İstanbul tüccarının içkiye olan düşkünlüğünün günden güne artması ve sonunda doruk noktaya ulaşmasını irdelemekte. Alkola olan bağımlılık beraberinde bir dizi tatsız olayların yaşanmasına neden olurken her geçen gün zilzurna eve dönen vatandasın zevcesi zor durumda kalır ve yapacağını bilemez. Olayları dünürüne anlatır. Evlendiğinden beri zor anlarında yanında olan dünürü, duruma çareler aramaya başlar. Birlikte İstanbulda bir Bektaşi Derğahı’na giderler. Derğahın postnişini Baba Efendi‘ye durumu bir bir anlatırlar. Kendisinden yardımcı olmasını isterler.
Baba Efendi duruma hemen koyar ve bir plan yapar. Plan hemen uygulamaya konulur! Plana göre meyhane dönüşü evde biraz daha alkol alması sağlanacak olan masal kahramanı, kendinden geçip bir köşede sızması beklenir. Daha sonra küfe içersinde derğaha taşınır. Tüm bunlar uygulandıktan sonra masal kahramanı ertesi gün derğahta kendine gelir. Sefanın kadrini bilmesi için değahta 40 gün konuk edilir. Cefa çekmesi için de ilk günden itibaren derğahdaki tüm angare işlere koşturulur. Derğahın bahçe onarımı, mutfak temizliği, yorgan çarşaf derken 40 gün akıp gider. Tabii ki her gün yemek kazanları temizlenmez, kapı pencere silinmez, arada okuma yazması olmayan
‘‘Çaylak‘‘ in bir calismasi |
Yaklaşık 120 sayfayı
bulan bu Bektaşi masalı yayımlandıktan kısa bir süre yasaklanmış. Bunu Dr. George
Jacob’un hikaye için yazmış olduğu önsözden öğreniyoruz. Dr. Jakob, yaşadığı dönemde masalı
Türkiye’de bulmanın mümkün olmadığını, Almanya’da bulunan dört kopyadan
ikisinin kendisinde, diğer ikisinin de Erlangen Üniversitesi’nde olduğunu
belirtir.
[1] Osmanlı
basınında 'Çaylak' lakâbıyla tanınan Mehmet Tevfik, 19.yüzyılda yaşamış bir gazetecidir. daha
çok Istanbul`daki sözlü halk kültürünü, gündelik dili ve bunun örneklerini
kaleme almasıyla tanınmıştır. İstanbul’da Bir Sene
başlığı altında topladığı dönemin
fıkralarını, eskinin lâtife ve nüktelerini derleyerek yarattığı masalımsı tür,
Türk folklor tarihindeki ilk masal derlemeleridir.
[2] Dr. George Jacob, masalın İstanbul’da yayımlandıktan kısa
bir süre sonra yasaklandığını, Erlangen Üniversitesi‘nde ikişer nüshasını bulunduğunu belirtir.