9. yüzyıl Anadolu kültür varlıklarının ilgi gördüğü bir dönem olmuştur. O döneminin en gözde bölgelerinden biri de, o günlere kadar gizli kalmış gizemli Likya’ydı.
Likya, Ksanthos, Patara, Myra gibi yerler sahile çok yakın yerlerdi. Tarihi varlıkların ülke dışına çıkarılması, deniz yoluyla kolay olduğu için, yoğunlaşma daha fazla Likya Bölgesi`ne oldu. 19. yüzyılda yoğunlaşan araştırmalar, insanın dünyadaki yeri ve anlamını bulmaya çabalayan Rönesans‘ın devamı niteliğindeydi. Bilimin desteklediği keşif araştırmalar esasında hem kökenlerine ulaşma hem de uluslaşma anlayışına denk düşüyordu. Bu anlayış Anadolu'daki antik kaynaklara ulaşma, tarihi eserleri yurtlarında sergileme çabalarını beraberinde getirdi. Yine bu yüzyılda yoğunlaşan oryantalizm akımının getirdiği bir doğu ilgisi de vardı. Gelenler yanlızca antik varlıkları ülke dışına kaçırmak için değil, bilim ve kültür için de geliyorlardı. Keşfediyorlar, belgeliyorlar, dönüşte yayınlıyor ve taşıyabildiklerini de birlikte götürüyorlardı.