10 Nisan 2024 Çarşamba

Altı yüz yıllık saptırma, seksen yıllık yanılgı: Şeyh Bedreddin olayının içyüzü


Bilal GÜNEŞ, Yüksek Lisans Tezi`nin sonuç bölümünün 829`uncu sayfasında şöyle bir belirleme yapar:

„Yine Hafız Halil’in anlatısına göre, Bedreddin henüz sürgün edilmeden yanından ayrılan oğlu İsmail, Hacca gitmek için çıktığı yolda İzmir yakınlarında hastalanıp ölünce, vasiyeti üzerine, yanındaki çocukları köylüler tarafından haber salınarak çağrılan Börklüce Mustafa’ya emanet edilmiş, Bedreddin İznik’e yerleştikten sonra torunlarını yanına istemiş ve Mustafa onları İznik’e götürerek dedelerine teslim etmiştir. O tarihten sonra aralarındaki ilişkinin herhangi bir şekilde devam ettiğine dair, ilk dönem kaynaklarında bir kayıt yoktur.“
Sayın Güneş, ilk dönemlerde Bedreddin ve Börklüce arasında ilişkiye vurgu yapıyor ve daha sonra da ikisi arasında ilk dönem kaynaklarında bir kayıt olmadığını yazıyor.


Olmaması çok doğal! Neden? Açıklamaya çalışayım.
Bedreddin oğlu İsmail, Hac yolunda ölüyor ve çocuklarını vasiyeti gereği Börklüce Mustafa’ya emanet ediliyor.
Siz öleceğinizi bilseniz çocuklarınızı kime emanet edersiniz? Kardeşinize, teyzenize, dayınıza, akrabanıza,...?
Gözüm arkada kalmasın diye, en yakınıza, güvendiğiniz birine emanet edersiniz.
Bedreddin oğlu İsmail de farkılı bir şey yapmamış, ölüm döşeğinde çocuklarını bildiği tanıdığı güvendiği, babasınını en yakını olan Börklüce Mustafa`ya emanet etmiş.
Eski Ortoduğu geleneklerinde kukla oyunu vardır. Belli bir amaca yönelik anlatım için çeşitli tiplerin, şekillerin ve cisimlerin oyunlaştırılması sanatıdır. Oynatıcı/kuklacı da kendisi oyun kişisi olduğu durumlarda, kuklayı hareket ettiren kişi olma durumundan bir şey kaybetmez; ancak bir yandan o anda kuklacı değil aynı zamanda oyuncudur. Kuklayı oynattığı ve kendini notrlediği anlarda ise sahnede tamamen görünmez olması en büyük özelliğidir. Seyirci onun orada olduğunu bilse de görmezden gelir ve yalnızca kuklaya odaklanır. Kuklaçının kendini nötralize etmedeki ustalığı ile yakından ilişkili olan bu durum; kuklacıyı bir yandan oyun kişisi olarak heykel, bir yandan da kuklanın hareketini meydana getiren heykeltıraş kılar.
Şeyh Bedreddin 1420 olaylarının GÖRÜNMEZ HEYKELİ ve hem de HEYKELTRAŞIDIR. Bazı tarihçilerin bunu göremememiş olmasını es geçmek gerek sevgili Bilal GÜNEŞ.

Ilhami YAZGAN